Sayfalar

1 Mart 2014 Cumartesi

KONUK YAZAR: CEZAYIM AMA TAKIMIMA DEĞİL!

Bir kadın, bir erkeğin (isterse) ömür boyu cezası olabilir ama gönül verdiği takımın asla!



Bir kadın, bir erkeğin (isterse) ömür boyu cezası olabilir ama gönül verdiği takımın asla!

Bu 'seyircisiz maç' cezası beni epeydir rahatsız ediyor. İşin sosyal ve kişisel kısmına çok değinmeden önce söylenebilecek ilk şey ke-yif-siz. Özellikle futbolu güzel bir oyun olarak düşünen ve futbolu gerçekten sevenler için. 

Anlamadığım konu acaba kadın ve çocuklar ceza aracı mı yoksa 'seyircisiz' bir maça gidebildikleri için 'etkisiz' insanlar mı!
Çok feminist bir insan sayılmam. Pozitif ayrımcılığa da mesafeli bakarım. Belki niyet ne olursa olsun içinde 'ayrımcılık' olduğu için. Pozitif ya da değil amaç ne olursa olsun futbol seyircisi bir bütündür. Bölünemez :)


Bu ülkenin kadını Kurtuluş Savaşı'nda erkeğinin yanında savaşmıştır. Hatta en eski Türk inancına göre, “Han ile Hatun” gök ile yerin evlatlarıdır.
Neyse konuyu çok dağıtmadan diyorum ki çağdaş Türkiye Cumhuriyet'inde kadın ve erkek yan yanadır.

Anlamadığım bir konu da; ceza kime veriliyor?
Olayı örneklersek, ben maça gidiyorum. Sonra artık nasıl bir ruh hali bilemiyorum ama kendimi sahaya atıyorum. Ya da kavga ediyorum. Bunu kişisel olmaktan çıkarıp bir grup insan olarak da düşünebiliriz. Beni karakola götürüyorlar, ifademi alıp bırakıyorlar ama kulübe para cezası, sahayı kapatma cezası ve diğer masum taraftarlara maç izlememe cezası veriyorlar. Şimdi hukukta bize yıllardır öğrettikleri 'cezanın kişiselliği' ilkesi ne oluyor?
Ya da suçsuz bir taraftarın maç izleme özgürlüğü ne oluyor?
Ver o para cezasını suçu gerçekleştiren şahsa, hatta bir de hapis cezası.. Bakalım bir daha yapabiliyor mu!


Tabi ki bu işin kökten çözümü değil. O konuya girersek kitap yazmak gerekir ama kısaca "eğitim şart"
Müsabaka ve seyircisi açısından bu kadar bütünleşmiş başka bir spor bana göre yok. Böyle bir bağın koparılmaya çalışılması çok da masum bir 'ceza' olarak gelmiyor akla. Özellikle ülkemizin de içinde bulunduğu süreci düşünürsek.. Buna zorlayarak derbi yasağını da katabiliriz.
Elbette ki önlemler alınmalı ama biz de "vur deyince öldürüyoruz." Tıpkı bu yazıda benim yaptığım gibi.
Bizim öncelikli sorunumuz 'ayarsızlık'..

Armağan Ünsal Mutkan
(@ArmaganUnsal)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder