Trabzonspor Kulübü'nün Basın Sözcüsü Yakup Aslan'ın Cihan Haber Ajansı'nın haberine göre neler dediğini aktaralım:
Bir Fenerbahçelinin Aziz Yıldırım'a düşmanlık dolu olmasını bile anlayabilirim. O kadar ki İbrahim Hacıosmanoğlu'na maddi destekte bulunması ve bunu "Bizi Aziz Yıldırım'dan bizi kurtar" talebiyle yapması bile anlaşılabilir. Malum, denize düşen yılana sarılır!
Anlamakta zorluk çektiğim nokta, kaynağı belirsiz paralarla kulüp yönetilmesi ve bunun "Şecaat arzederken merd-i kiptî sirkatin söyler" vecizesine uygun biçimde kolaylıkla sarfedilebilmesi.
Fenerbahçe yöneticilerine, Türkiye'nin tüm egemen güçleri topuyla tüfeğiyle, savcısıyla polisiyle, sızdırmacı operasyoncu medyasıyla, ince ince çalışan politikacısıyla saldırı altındayken her şey deniyordu ama kaynağı belli olmayan parayla yöneticilik yaptılar denemiyordu!
Yıldırım'ı seversiniz, sevmezsiniz ayrı; benim isyanım çifte standarda. Kulüplere para aktarmanın kesin kurallara bağlandığı günümüzde bu kendi kendini ihbarın karşılığı olmalı. Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olma iddiasındaki bir başka kulübün başkanına "örgüt lideri", belirsiz paralarla yöneticilik yapana "geniş çevreli" diyemezsiniz!
"Geliri hiç olmayan bir kulüp 3 yılda 350 Trilyon ödemeliydi. 190 Trilyon civarında nakit para lazımdı. Bu arada biz 4 ayda 80 Trilyon ödedik. Bu tarihi bir paradır Trabzonspor için. Bunun başka bir örneği yok. Türkiye'de hangi kulüp 4 ayda 80 Trilyon para bulup, ödedi?"
"Başkanı gerçekten tebrik etmek lazım. Çok büyük bir çevresi var. Bu parayı tamamen çevresinden buldu. 'Nereden buldu?' diyorlar. Bu bizi ilgilendirmez. Kendi şahsi ilişkileriyle para buldu. Aralarında Fenerbahçeli iş adamları da var. Hatta bir Fenerbahçeli 'Bizi Aziz Yıldırım'dan kurtar da size her türlü desteğe hazırım.' demiş başkana."
Bir Fenerbahçelinin Aziz Yıldırım'a düşmanlık dolu olmasını bile anlayabilirim. O kadar ki İbrahim Hacıosmanoğlu'na maddi destekte bulunması ve bunu "Bizi Aziz Yıldırım'dan bizi kurtar" talebiyle yapması bile anlaşılabilir. Malum, denize düşen yılana sarılır!
Anlamakta zorluk çektiğim nokta, kaynağı belirsiz paralarla kulüp yönetilmesi ve bunun "Şecaat arzederken merd-i kiptî sirkatin söyler" vecizesine uygun biçimde kolaylıkla sarfedilebilmesi.
Fenerbahçe yöneticilerine, Türkiye'nin tüm egemen güçleri topuyla tüfeğiyle, savcısıyla polisiyle, sızdırmacı operasyoncu medyasıyla, ince ince çalışan politikacısıyla saldırı altındayken her şey deniyordu ama kaynağı belli olmayan parayla yöneticilik yaptılar denemiyordu!
Yıldırım'ı seversiniz, sevmezsiniz ayrı; benim isyanım çifte standarda. Kulüplere para aktarmanın kesin kurallara bağlandığı günümüzde bu kendi kendini ihbarın karşılığı olmalı. Türkiye'nin en büyük sivil toplum kuruluşu olma iddiasındaki bir başka kulübün başkanına "örgüt lideri", belirsiz paralarla yöneticilik yapana "geniş çevreli" diyemezsiniz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder