Fenerbahçe, üç kulvardan birinde havlu attı. Benfica'nın Gençlerbirliği'nden daha az tehlikeli olmayacağı kesin. Umarım, fıkradaki gibi, alınan ders acı bir tat olmaz.
Fenerbahçe, iyi oynadığı ilk yarıda iki farklı geriye düştü; kötü oynadığı ikinci yarıda ligi kaybetti. Gençlerbirliği, Fenerbahçe'nin son haftalardaki en cüretkar rakibi Gençlerbirliği oldu. Gollerin birinin duran toptan, diğerinin basit yerleşim hatasından geydiğine bakmayın. Ankara ekibi, son haftalarda, sarı lacivertlilerin ceza alanına en çok oyuncu buluduran takım oldu.
Yine Benfica maçını düşünerek şu söylenmeli: Savunmaya yönelik orta saha oyuncusu (ön libero) olmadan oynamaya çalışmak takdire şayan. Fenerbahçe'nin bu oyun için de zamanı var. Anlaşılan bu denemenin yapılması gereken maç Gençlerbirliği maçı değildi, galiba Benfica maçı hiç değil; Mehmet Topal oynayacaktır.
Tabi Mehmet Topal'ın oynaması başka türlü bir oyun oynanmasına, Fenerbahçelilerin sevmediği rakibe mahkum tarza neden oluyor ama sonuç getiren oyunun da bu olduğu unutulmamalı.
Lig bitti, geride iki kupada iddia var. Türkiye Kupası başarı sayılır mı, tartışılır. Ligi kazanamamak başarısızlık mıdır, tartışılır. Tartışılmayacak gerçek, Avrupa'dan kupa kazanmanın bütün olumsuzlukların üzerine örtecek olmasıdır.
Son söz olarak önerim şu: Eğer Galatasaray, Fenerbahçe ile yapılacak lig maçına şampiyonluğu garantilemiş olarak gelirse futbolcular en büyük rakiplerine jest yapmalı ve zirvedeki takımı ister maçın öncesinde isterse sonuç ne olursa olsun maçın sonrasında tebrik etmeli.
Bir son söz daha: Salih, biz seni Alex olasın diye değil; rakipten top çaldığın için de sevdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder