Sayfalar

1 Ağustos 2013 Perşembe

FENERBAHÇE İTE KAKA

Fenerbahçe, klasik bir sezon başı performansı sonrası Salzburg ile 90+3'te penaltıdan gelen golle 1-1 berabere kaldı.

Teknik adamlar "dizilişlerin, şablonların önemi yok" derler ama biz ölümlüler, özellikle de televizyondan seyrettiğimiz maçları taktiksel olarak anlamlandırabilmek için bazı rakamlara ihtiyaç duyuyoruz. Fenerbahçe, maça başladığında hücumda 4-1-2-1-2 ya da 4-4-2 diamond olarak adlandırılabilecek bir dizilişle sahadaydı. "diamond" havalı gibi duruyor ama uygulama açısından şeker ayarı pek tutmamış baklava kıvamındaydı Fenerbahçe.

Meireles'in hücumda sağ kanada yaklaştığı, Alper'in forvetlere en yakın adam olduğu, Webo'nun partneri Kuyt'ın da genellikle solda yer aldığını belirtmek gerekiyor.

Aklımız hemen geçen sezonki farklılıklara gittiği için sanki Ersun Yanal'ın kurgusu, Aykut Kocaman'ın anlayışından farklı olarak forvet elemanlarının değil, orta alan oyuncularının daha hareketli olacağı izlenimi verdi. Plan buysa uygulama zayıftı. Ayrıca özellikle ilk yarıda bir plan varmış gibi de görünmüyordu.








İkinci yarıda gole rağmen Fenerbahçe Aykut Yanal (bir hata yok) takımı görünümündeydi. Ta ki Cristian girene kadar! İşte o zaman sarı lacivertiler Aykut Kocaman takımına döndü. Bence mahzuru yok. Yanal eliyle alışılmış ve sonuç alan bir planın uygulanması, özellikle Şampiyonlar Ligi'nde ilerlemenin anahtarıysa mübahtır.

Son yarım saatteki oyuna Salzburg Teknik Direktörü Roger Schmidt'in hızlı futbolcularını kenara alması da neden oldu. Karambol futbolunun karşılığı posizyoncuklar gibi görünüyordu ancak daha fazlası elde edildi. Bitiş düdüğü çaldı çalacak derken Cristian'ın penaltı golü, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda bambaşka bir maçın oynanmasını sağladı.

Şu bir gerçek, Ersun Yanal'ın küçük dokunuşları, Fenerbahçe'de büyük değişimler oluşturmuş değil; şimdilik... Sonuç getiren oyun, Aykut Kocaman kurgusuyla sergilendi ki Yanal için bu önemli bir tehlikeye işaret ediyor: Benzer maçlar artarsa kazanıldığında Aykut Kocaman'ın mirası, kaybedildiğinde Ersun Yanal ön planda olacaktır.

Sonradan giren Sow, "Neden 11'de başlamadı?!" diye sordurdu. Mehmet Topal, onsuz kadro kurulamayacağı düşüncesini pekiştirdi. Volkan da sahanın en hazır ismiydi. Belki de Emre'nin, Meireles'in ve Kuyt'ın form düşüklükleri beğenilmeyen oyunun nedenleriydi.









Not: Fotoğrafları, @YigitNusret'ten arakladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder